Bilgisayar ve İnternetin Çocuklar ve Gençler Üzerindeki Olumlu Etkileri ve Bu Etkilerin Geliştirilmesi
·
Bilgisayar; çocukların yaşadıkları deneyimlerini
yönlendirmelerine, hızlarını ayarlamalarına ve kendilerini rahat hissettikleri
zorluk derecesini seçmelerine yardımcı olur.
·
Çocukların bilgi toplarken çeşitli becerilerini
(okuma, yazma, seçme, sınıflandırma vb.) kullanmalarını sağlar.
·
Bilgisayar çocuklar için çok etkileyici ve ilgi çekici
olduğundan; tüm ilgilerini toplamalarını ve konsantre olmalarını sağlayabilir.
·
Çocuklar, bilgisayar konusunda bilgileri arttıkça,
teknolojiye karşı daha olumlu bir tutum geliştireceklerdir. Bu da onların
gelecek yaşamlarında önemli bir rol oynayacaktır.
·
İyi eğitim yazılımları; çocukların temel becerilerini
-okuma, yazma gibi- geliştirmelerine yardımcı olmanın yanı sıra, daha üst
düzeyde neden-sonuç ilişkisini anlamalarında, üst düzey problem çözme, yaratıcı
düşünme gibi becerilerini geliştirmelerinde de etkili olabilir.
·
Bilgisayarlar özel durumu olan çocuklar için de
yararlar sağlamaktadır. Bilgisayarların duyma, konuşma, motor gelişimi
konularında sorunları olan çocuklar için oldukça yararlı olduğu
gözlenmiştir. Bu tür çocuklar özellikle bilgisayarların; ihtiyaca göre
hızının ve fonksiyonlarının ayarlanabilmesi, öğrenmesini bekleme konusunda
sabırlı olması özelliklerinden yararlanırlar. Bilgisayarlar, bu tür çocukların
kendilerine olan güven ve saygılarını geliştirir ve gerçek dünya ile
bütünleşmelerini kolaylaştırır.
İnternet ve Bilgisayar Oyunlarının Çocuk ve Gençler Üzerine Etkisi
Günümüzde teknolojik gelişmelerin
zihinsel süreçlerde ve toplumsal yapıda meydana getirdiği değişim önemlidir.
Özellikle bilgisayar teknolojisi ve bunun en yaygın kullanım alanı olarak internet
kullanımının toplumsal yapımızdaki yansımalarının boyutları artık nicel veri
olarak da elde edilmeye başlanmıştır. Örneğin ülkemizde evlerde ve işyerlerinde
mevcut internet kullanımına ilişkin veriler, internet evlerinin sayısına ait
veriler, internet suçluluğuna ilişkin veriler ilgili kurumlarca toplanmaktadır.
Ayrıca internet kullanımıyla birlikte toplumumuzda internet evlilikleri, sanal
ortam (chat) arkadaşlıkları ve evlilikleri, internet suçları, internet
bağımlılığı gibi yeni kavramların oluştuğu da gözlenmektedir.
Giderek artan bilgisayar ve internet
kullanım oranına ilişkin veriler, geleceğin yaşam modelini de bir ölçüde
çizmektedir. Ayrıca dünyada 2.5 milyon çocuk ya da gencin bilgisayar ekranına
kilitlendiğine ilişkin verilerden de bahsedilmektedir. Avrupa Birliği
tarafından yayınlanan raporlarda “Bilgisayar ve İnternet Bağımlılığı” tüm dünya
için yeni bir kavram olarak terminolojiye türevleri ile birlikte girdiği
belirtilmektedir. Bilgisayar ve internet bağımlılığı, psikolojide de bir hastalık
olarak tanımlanmaya başlanmıştır. İnternetin aşırı kullanılma isteği ve bu
isteğin önüne geçilememesi, bilgisayar ve internete bağlı olmadan geçen zamanın
önemini ve anlamını yitirmesi, yoksun kalındığında ise aşırı sinirlilik hali ve
saldırgan olunması bu bağımlılık türünün en basit tarifidir. Bilgisayar ve
internet bağımlılığının bir diğer belirtisi de sosyal yaşamdan kopup asosyal
davranışlar geliştirilmesidir. Avrupa Birliği’nin yakın zamanda yayınladığı bir
rapor da internet bağımlılığı kavramını desteklemektedir. AB’nin
araştırmasında, günde 4 saatten fazla sanal alemde gezinen (sörf yapan)
kişilerde tıpkı kumar bağımlılarında olduğu gibi, beyinde insanın kendisini iyi
hissetmesini sağlayan adrenalin benzeri bir kimyasal olan dopamin birikmesi
meydana geldiği tespit edilmiştir.
·
Daha sosyal bir tanımlamayla bağımlılık,
“birey ve nesne arasında bireyin seçimi ile başlayan aynılık ve süreklilik
özelliği taşıyan boyutlu bir ilişki” olarak tanımlanmaktadır. Bu ilişki her ne
kadar bireyin özgür iradesi ile başlamış ise de bireyin özerkliği zaman içinde
ortadan kalkmaktadır. Bağımlılığın gelişmesiyle ortadan kalkmaya başlayan
özerklik, bireyin daha önce dağarcığında bulunmayan yeni türde tutum ve
davranışlar edinmesine yol açar. Bağımlılık başlangıçta bireysel olmakla
birlikte, sorunların ortaya çıkması ve artması ile bireyin ailesini ve içinde
bulunulan toplumu da etkilemektedir.
·
Ülkemizde internet kullanıcılarının
oranının % 40’a (26.5 milyon kişi) ulaştığı, dünyada internet kullanan ülkeler
arasında altıncı, msn kullanan üçüncü ülke olduğumuza dair veriler ile birlikte
gün geçtikçe bu oranların arttığı bilinmektedir. Nitekim bilgisayar ve internet
kullanımının özellikle gençlerimiz arasında yaygınlık kazanmasının altında,
bilgisayar oyunları ile internetteki sanal dünyanın sunduğu sayısız imkânların
ve çeşitliliğin (Chat, web tasarımı, oyun, araştırma, alışveriş ve şans
oyunları), 15-18 yaş grubu ve altındaki çocukları cezbetmesi yatmaktadır.
Ülkemizde bilgisayar sahipliği oranı ve internete bağlanma oranı giderek
yükselmektedir. Asıl kullanıcılar olan çocuk ve gençlerin bilgisayar ve
internet bağımlılığının gelecekteki yansımalarının toplumsal yapıda
oluşturacağı etkiler üzerinde durulmasının önemi ve gerekliliği ortadadır.
·
Ülkemiz bugün bilgisayarla, 40 yıl önce
televizyonun evlere girmesiyle yaşanan süreci hatırlatan bir süreç
yaşamaktadır. Ancak bilgisayarın televizyondan farklı olarak, etkileşimli bir
ortam sunması yanında internet sayesinde, metinle, sesle veya görüntülü olarak
başkalarıyla ilişki kurulabilmesi, üstelik bu ilişkilerin sınır ve zaman
tanımaksızın dünyanın her yeriyle ve günün her saatinde kurulabiliyor olması,
aile bireylerinin bilgisayar başında geçirdiği süreyi artırmış bulunmaktadır.
·
Bilgisayar ve internet kullanımının
sosyoekonomik düzeyi ne olursa olsun her kesimden ailenin temel teknolojik
ihtiyacı ve uğraşısı haline geldiği bilinmektedir. Öyle ki, günümüzde artık her
evde internet bağlantısı olan bir bilgisayar bulunması neredeyse zorunlu bir
hal almıştır. Çünkü bilgisayar ve internet artık bir sosyalleşme aracı olarak
kabul görmektedir. Örneğin giderek her düzey ve yaş grubundan insanın üye
olduğu ve çok ilgi gören Facebook, insanları, arkadaşlarıyla ve çevrelerinde
yaşayan, çalışan ya da okuyan diğer insanlarla buluşturan sosyal bir araç
olarak tanımlanmaktadır. Bu haliyle de geçmişte yakın ve yüz yüze ilişkilerle
sağlanan sosyallik ve sosyal çevrenin yerini almak üzeredir. Faydasının yanında
bilinçsizce kullanımı halinde bireysel ve toplumsal birçok soruna temel
oluşturacaktır.
·
İnternette yer alan ödev siteleri gibi
oluşumlar, öğrencilerin hazırlayacakları ödevler konusunda da kolaycılığa yol
açmaktadır. Bu amaçla internet kullanımı emek ve alın terini de içeren
araştırma gayretini körelten bir araç olarak görülmektedir. Bu da çocuk ve
gençleri hazırcılığa ve tembelliğe alıştırarak değerlerde yozlaşmaya yol
açmaktadır.
·
İnternet aile içinde gerek çocuklar
gerekse yetişkin bireyler için hayatı kolaylaştırıcı önemli bir rol üstlenmektedir.
Bankalarla ilişkiler, günlük haberlerin takibi, iş ilanları, ev-araba alım
satımı, her türlü adrese ulaşma kolaylık gibi günlük hayata ilişkin durumlarda
internetin kullanım kolaylığı sağlayıcı özelliğinden bahsedilebilir. Ancak
teknolojik araçların hayatımıza hızla girmesi ile yaşanan gelişmeleri bilinçli
bir şekilde özümsemek ve bize vereceği zararları hesap etmek gerekmektedir.
Aksi takdirde elde edilecek kazanımların ailemizi tehdit edecek unsurlara
dönüşmesi kaçınılmazdır.
·
Son yıllarda internet kullanımı ile
birlikte bilgisayardaki eğlence yazılımları ve bilgisayar oyunlarının aile
bireylerine yansımaları özellikle ortaya çıkardığı olumsuz sonuçları açısından
dikkatleri çekmektedir. Bunların yanı sıra ülkemizde toplumsal ihtiyacı
karşılaması beklentisiyle ortaya çıkan internet evlerinin bilgi edinmedeki
önemli boşluğu doldurduğu bilinse de bu kuruluşların başta çocuk ve gençler
üzerinde olmak üzere olumsuz etkilerinin olduğu da gözden kaçmamaktadır.
·
Tüm dünyada ve ülkemizde teknolojinin
yaygınlaşması ve ucuzlamasıyla birlikte bilgisayar, çocukların ve gençlerin
yaşamında kolaylıkla yer edinmektedir. Bilgisayar ve internet faydalı bir
iletişim kaynağı olmakla beraber gelişme çağındaki çocuklar için doğru
kullanılmaması sonucunda dil gelişimlerinin gerilemesine, sosyal ilişkilerinin
zayıflamasına, hareketsiz kalınması nedeniyle hem birtakım sağlık sorunlarına
hem de enerji boşalımını engellediği için şiddete yönelime yol açabilmektedir.
·
Büyük kentler başta olmak üzere ülkemizin
genelinde zamanlarının çoğunu okulda ve evde geçiren çocukların en yakın
arkadaşı bilgisayar olmuştur. Çocuklar için alternatif uğraş alanlarının
olmaması ya da sınırlı kalması, aile içi iletişimin yetersiz ve sağlıksız oluşu
gibi nedenler bilgisayarı önemli bir arkadaş haline getirmektedir. Özellikle
sistemin birer yarış atına dönüştürmeye çalıştığı gençler ve çocuklar, yoğun
rekabetin yaşandığı eğitim ve iş dünyasının zorluklarından biraz olsun
sıyrılabilmek için farklı araçlara yönelmektedir. Bilgisayar oyunları da bu araçlardan
biri olarak görülebilir. Çocukların ve gençlerin odalarına kadar giren
bilgisayar oyunlarının şiddet başta olmak üzere psiko-sosyal, ahlaki ve
fiziksel gelişimlerini olumsuz etkilemesi önemli bir sorun haline gelmiştir.
Stresten kaçmak, rahatlamak, zaman geçirmek gibi sebeplerle bilgisayar oyunu
oynayan çocukların, etik bilgisayar oyunları aracılığıyla dünya meseleleri
hakkında duyarlı olmalarını sağlamak zor görünmektedir. Bugün bilgisayar
oyunları, çocukları kendilerine ve çevreye yabancılaştırmakta, sosyal
değerlerini sanal ortamlarda yitirmelerine yol açmaktadır.
·
Demografik yapısı
itibarıyla, ülkemizin bilgi toplumuna dönüşebilmesi için önünde ciddi
fırsatlar bulunmaktadır. Nüfusumuzun çoğunluğunun gençlerden oluşması önemli
kazanımların sağlıklı altyapısı için, bugünden temellerin atılmasını
gerektirmektedir. İnternetin zararlı etkilerinin topluma en büyük maliyeti;
ekonomik olmaktan çok, “değerler erozyonu” ile “yabancılaşma ve kimlik”
bunalımıdır. Kuşaklar arası çatışmalar gibi masum bir olgudan, kuşaklar arası
kopuşun olduğu bir geleceğe doğru yol alınmakta olduğuna dair belirtiler her
geçen gün biraz daha artarak hissedilmektedir. Bu durumun Türkiye’nin
geleceğini şimdiden gölgelediği bütün açıklığı ile ortadadır.
·
Bilgisayar ve internet bağımlılığında
aile bireyi, çocuğuna, eşine, ebeveynine, akrabalarına ve arkadaşlarına
ayıracağı zamanı sanal dünyaya verir, günlük işlerini ve sorumluluklarını ihmal
eder. İşinde, okulda bilgisayarla ilgili hayaller kurar. Sanal dünyayı gerçek
dünyadaki ilişkilere tercih eder. Bilgisayar tutkunluğu nedeniyle çevreden
eleştiri ve uyarılar almasına rağmen istediği halde bilgisayara olan ilgisini
sonlandıramaz ve ayrı kalamaz. Bilgisayardan ayrı kaldığında sinirlilik,
çöküntü, neşesizlik gibi durumlar ortaya çıkar.
·
Bugün ülkemiz için yeni bir gelişme
olarak kabul edeceğimiz internetin, riskleri ve faydaları itibariyle hızla
toplumun bütün katmanlarına nüfuz ettiği söylenebilir. İnternetin toplumsal
yapı, aile ilişkileri, çocuk ve genç eğitimi üzerindeki etkilerini incelemeye
veya olumsuz etkilerini önlemeye yönelik çalışmaların yeterli olmadığı göz
önüne alındığında, özellikle ebeveynlerin ve ilgili kurumların ivedilikle bu
konu üzerine eğilmeleri gerekmektedir. Ebeveynlerin çocuklarının bilgisayar ve
internetle ilişkilerini düzenlemede etkin olarak rol almaları çocuklarının
bugünü ve geleceği açısından önemli görülmektedir. Bunun için de anne ve
babaların bilgisayar teknolojisinden haberdar olmaları ve bilgisayar kullanımı
konusunda bilgilenmelerinin oldukça önemli olduğu düşünülmektedir.
KAYNAK: Rahime Beder Şen - Semra Demirkan