1 Mart 2013 Cuma

Bilgi Teknolojilerinin Toplumsal Etkileri



     Bilgisayar ve İnternetin Çocuklar ve Gençler  Üzerindeki Olumlu Etkileri ve Bu Etkilerin Geliştirilmesi



·         Bilgisayar; çocukların yaşadıkları deneyimlerini yönlendirmelerine, hızlarını ayarlamalarına ve kendilerini rahat hissettikleri zorluk derecesini seçmelerine yardımcı olur.
·         Çocukların bilgi toplarken çeşitli becerilerini (okuma, yazma, seçme, sınıflandırma vb.) kullanmalarını sağlar.
·         Bilgisayar çocuklar için çok etkileyici ve ilgi çekici olduğundan; tüm ilgilerini toplamalarını ve konsantre olmalarını sağlayabilir.
·         Çocuklar, bilgisayar konusunda bilgileri arttıkça, teknolojiye karşı daha olumlu bir tutum geliştireceklerdir. Bu da onların gelecek yaşamlarında önemli bir rol oynayacaktır.
·         İyi eğitim yazılımları; çocukların temel becerilerini -okuma, yazma gibi- geliştirmelerine yardımcı olmanın yanı sıra, daha üst düzeyde neden-sonuç ilişkisini anlamalarında, üst düzey problem çözme, yaratıcı düşünme gibi becerilerini geliştirmelerinde de etkili olabilir.
·         Bilgisayarlar özel durumu olan çocuklar için de yararlar sağlamaktadır. Bilgisayarların duyma, konuşma, motor gelişimi konularında sorunları olan çocuklar için oldukça yararlı olduğu gözlenmiştir. Bu tür çocuklar özellikle bilgisayarların; ihtiyaca göre hızının ve fonksiyonlarının ayarlanabilmesi, öğrenmesini bekleme konusunda sabırlı olması özelliklerinden yararlanırlar. Bilgisayarlar, bu tür çocukların kendilerine olan güven ve saygılarını geliştirir ve gerçek dünya ile bütünleşmelerini kolaylaştırır.


     İnternet ve Bilgisayar Oyunlarının Çocuk ve Gençler Üzerine Etkisi

         
Günümüzde teknolojik gelişmelerin zihinsel süreçlerde ve toplumsal yapıda meydana getirdiği değişim önemlidir. Özellikle bilgisayar teknolojisi ve bunun en yaygın kullanım alanı olarak internet kullanımının toplumsal yapımızdaki yansımalarının boyutları artık nicel veri olarak da elde edilmeye başlanmıştır. Örneğin ülkemizde evlerde ve işyerlerinde mevcut internet kullanımına ilişkin veriler, internet evlerinin sayısına ait veriler, internet suçluluğuna ilişkin veriler ilgili kurumlarca toplanmaktadır. Ayrıca internet kullanımıyla birlikte toplumumuzda internet evlilikleri, sanal ortam (chat) arkadaşlıkları ve evlilikleri, internet suçları, internet bağımlılığı gibi yeni kavramların oluştuğu da gözlenmektedir.

         Giderek artan bilgisayar ve internet kullanım oranına ilişkin veriler, geleceğin yaşam modelini de bir ölçüde çizmektedir. Ayrıca dünyada 2.5 milyon çocuk ya da gencin bilgisayar ekranına kilitlendiğine ilişkin verilerden de bahsedilmektedir. Avrupa Birliği tarafından yayınlanan raporlarda “Bilgisayar ve İnternet Bağımlılığı” tüm dünya için yeni bir kavram olarak terminolojiye türevleri ile birlikte girdiği belirtilmektedir. Bilgisayar ve internet bağımlılığı, psikolojide de bir hastalık olarak tanımlanmaya başlanmıştır. İnternetin aşırı kullanılma isteği ve bu isteğin önüne geçilememesi, bilgisayar ve internete bağlı olmadan geçen zamanın önemini ve anlamını yitirmesi, yoksun kalındığında ise aşırı sinirlilik hali ve saldırgan olunması bu bağımlılık türünün en basit tarifidir. Bilgisayar ve internet bağımlılığının bir diğer belirtisi de sosyal yaşamdan kopup asosyal davranışlar geliştirilmesidir. Avrupa Birliği’nin yakın zamanda yayınladığı bir rapor da internet bağımlılığı kavramını desteklemektedir. AB’nin araştırmasında, günde 4 saatten fazla sanal alemde gezinen (sörf yapan) kişilerde tıpkı kumar bağımlılarında olduğu gibi, beyinde insanın kendisini iyi hissetmesini sağlayan adrenalin benzeri bir kimyasal olan dopamin birikmesi meydana geldiği tespit edilmiştir.
·         Daha sosyal bir tanımlamayla bağımlılık, “birey ve nesne arasında bireyin seçimi ile başlayan aynılık ve süreklilik özelliği taşıyan boyutlu bir ilişki” olarak tanımlanmaktadır. Bu ilişki her ne kadar bireyin özgür iradesi ile başlamış ise de bireyin özerkliği zaman içinde ortadan kalkmaktadır. Bağımlılığın gelişmesiyle ortadan kalkmaya başlayan özerklik, bireyin daha önce dağarcığında bulunmayan yeni türde tutum ve davranışlar edinmesine yol açar. Bağımlılık başlangıçta bireysel olmakla birlikte, sorunların ortaya çıkması ve artması ile bireyin ailesini ve içinde bulunulan toplumu da etkilemektedir.
·         Ülkemizde internet kullanıcılarının oranının % 40’a (26.5 milyon kişi) ulaştığı, dünyada internet kullanan ülkeler arasında altıncı, msn kullanan üçüncü ülke olduğumuza dair veriler ile birlikte gün geçtikçe bu oranların arttığı bilinmektedir. Nitekim bilgisayar ve internet kullanımının özellikle gençlerimiz arasında yaygınlık kazanmasının altında, bilgisayar oyunları ile internetteki sanal dünyanın sunduğu sayısız imkânların ve çeşitliliğin (Chat, web tasarımı, oyun, araştırma, alışveriş ve şans oyunları), 15-18 yaş grubu ve altındaki çocukları cezbetmesi yatmaktadır. Ülkemizde bilgisayar sahipliği oranı ve internete bağlanma oranı giderek yükselmektedir. Asıl kullanıcılar olan çocuk ve gençlerin bilgisayar ve internet bağımlılığının gelecekteki yansımalarının toplumsal yapıda oluşturacağı etkiler üzerinde durulmasının önemi ve gerekliliği ortadadır.
·         Ülkemiz bugün bilgisayarla, 40 yıl önce televizyonun evlere girmesiyle yaşanan süreci hatırlatan bir süreç yaşamaktadır. Ancak bilgisayarın televizyondan farklı olarak, etkileşimli bir ortam sunması yanında internet sayesinde, metinle, sesle veya görüntülü olarak başkalarıyla ilişki kurulabilmesi, üstelik bu ilişkilerin sınır ve zaman tanımaksızın dünyanın her yeriyle ve günün her saatinde kurulabiliyor olması, aile bireylerinin bilgisayar başında geçirdiği süreyi artırmış bulunmaktadır.
·         Bilgisayar ve internet kullanımının sosyoekonomik düzeyi ne olursa olsun her kesimden ailenin temel teknolojik ihtiyacı ve uğraşısı haline geldiği bilinmektedir. Öyle ki, günümüzde artık her evde internet bağlantısı olan bir bilgisayar bulunması neredeyse zorunlu bir hal almıştır. Çünkü bilgisayar ve internet artık bir sosyalleşme aracı olarak kabul görmektedir. Örneğin giderek her düzey ve yaş grubundan insanın üye olduğu ve çok ilgi gören Facebook, insanları, arkadaşlarıyla ve çevrelerinde yaşayan, çalışan ya da okuyan diğer insanlarla buluşturan sosyal bir araç olarak tanımlanmaktadır. Bu haliyle de geçmişte yakın ve yüz yüze ilişkilerle sağlanan sosyallik ve sosyal çevrenin yerini almak üzeredir. Faydasının yanında bilinçsizce kullanımı halinde bireysel ve toplumsal birçok soruna temel oluşturacaktır.
·         İnternette yer alan ödev siteleri gibi oluşumlar, öğrencilerin hazırlayacakları ödevler konusunda da kolaycılığa yol açmaktadır. Bu amaçla internet kullanımı emek ve alın terini de içeren araştırma gayretini körelten bir araç olarak görülmektedir. Bu da çocuk ve gençleri hazırcılığa ve tembelliğe alıştırarak değerlerde yozlaşmaya yol açmaktadır.
·         İnternet aile içinde gerek çocuklar gerekse yetişkin bireyler için hayatı kolaylaştırıcı önemli bir rol üstlenmektedir. Bankalarla ilişkiler, günlük haberlerin takibi, iş ilanları, ev-araba alım satımı, her türlü adrese ulaşma kolaylık gibi günlük hayata ilişkin durumlarda internetin kullanım kolaylığı sağlayıcı özelliğinden bahsedilebilir. Ancak teknolojik araçların hayatımıza hızla girmesi ile yaşanan gelişmeleri bilinçli bir şekilde özümsemek ve bize vereceği zararları hesap etmek gerekmektedir. Aksi takdirde elde edilecek kazanımların ailemizi tehdit edecek unsurlara dönüşmesi kaçınılmazdır. 
·         Son yıllarda internet kullanımı ile birlikte bilgisayardaki eğlence yazılımları ve bilgisayar oyunlarının aile bireylerine yansımaları özellikle ortaya çıkardığı olumsuz sonuçları açısından dikkatleri çekmektedir. Bunların yanı sıra ülkemizde toplumsal ihtiyacı karşılaması beklentisiyle ortaya çıkan internet evlerinin bilgi edinmedeki önemli boşluğu doldurduğu bilinse de bu kuruluşların başta çocuk ve gençler üzerinde olmak üzere olumsuz etkilerinin olduğu da gözden kaçmamaktadır.
·         Tüm dünyada ve ülkemizde teknolojinin yaygınlaşması ve ucuzlamasıyla birlikte bilgisayar, çocukların ve gençlerin yaşamında kolaylıkla yer edinmektedir. Bilgisayar ve internet faydalı bir iletişim kaynağı olmakla beraber gelişme çağındaki çocuklar için doğru kullanılmaması sonucunda dil gelişimlerinin gerilemesine, sosyal ilişkilerinin zayıflamasına, hareketsiz kalınması nedeniyle hem birtakım sağlık sorunlarına hem de enerji boşalımını engellediği için şiddete yönelime yol açabilmektedir.
·         Büyük kentler başta olmak üzere ülkemizin genelinde zamanlarının çoğunu okulda ve evde geçiren çocukların en yakın arkadaşı bilgisayar olmuştur. Çocuklar için alternatif uğraş alanlarının olmaması ya da sınırlı kalması, aile içi iletişimin yetersiz ve sağlıksız oluşu gibi nedenler bilgisayarı önemli bir arkadaş haline getirmektedir. Özellikle sistemin birer yarış atına dönüştürmeye çalıştığı gençler ve çocuklar, yoğun rekabetin yaşandığı eğitim ve iş dünyasının zorluklarından biraz olsun sıyrılabilmek için farklı araçlara yönelmektedir. Bilgisayar oyunları da bu araçlardan biri olarak görülebilir. Çocukların ve gençlerin odalarına kadar giren bilgisayar oyunlarının şiddet başta olmak üzere psiko-sosyal, ahlaki ve fiziksel gelişimlerini olumsuz etkilemesi önemli bir sorun haline gelmiştir. Stresten kaçmak, rahatlamak, zaman geçirmek gibi sebeplerle bilgisayar oyunu oynayan çocukların, etik bilgisayar oyunları aracılığıyla dünya meseleleri hakkında duyarlı olmalarını sağlamak zor görünmektedir. Bugün bilgisayar oyunları, çocukları kendilerine ve çevreye yabancılaştırmakta, sosyal değerlerini sanal ortamlarda yitirmelerine yol açmaktadır.
·         Demografik yapısı itibarıyla, ülkemizin bilgi toplumuna dönüşebilmesi için önünde ciddi fırsatlar bulunmaktadır. Nüfusumuzun çoğunluğunun gençlerden oluşması önemli kazanımların sağlıklı altyapısı için, bugünden temellerin atılmasını gerektirmektedir. İnternetin zararlı etkilerinin topluma en büyük maliyeti; ekonomik olmaktan çok, “değerler erozyonu” ile “yabancılaşma ve kimlik” bunalımıdır. Kuşaklar arası çatışmalar gibi masum bir olgudan, kuşaklar arası kopuşun olduğu bir geleceğe doğru yol alınmakta olduğuna dair belirtiler her geçen gün biraz daha artarak hissedilmektedir. Bu durumun Türkiye’nin geleceğini şimdiden gölgelediği bütün açıklığı ile ortadadır. 
·         Bilgisayar ve internet bağımlılığında aile bireyi, çocuğuna, eşine, ebeveynine, akrabalarına ve arkadaşlarına ayıracağı zamanı sanal dünyaya verir, günlük işlerini ve sorumluluklarını ihmal eder. İşinde, okulda bilgisayarla ilgili hayaller kurar. Sanal dünyayı gerçek dünyadaki ilişkilere tercih eder. Bilgisayar tutkunluğu nedeniyle çevreden eleştiri ve uyarılar almasına rağmen istediği halde bilgisayara olan ilgisini sonlandıramaz ve ayrı kalamaz. Bilgisayardan ayrı kaldığında sinirlilik, çöküntü, neşesizlik gibi durumlar ortaya çıkar.
·         Bugün ülkemiz için yeni bir gelişme olarak kabul edeceğimiz internetin, riskleri ve faydaları itibariyle hızla toplumun bütün katmanlarına nüfuz ettiği söylenebilir. İnternetin toplumsal yapı, aile ilişkileri, çocuk ve genç eğitimi üzerindeki etkilerini incelemeye veya olumsuz etkilerini önlemeye yönelik çalışmaların yeterli olmadığı göz önüne alındığında, özellikle ebeveynlerin ve ilgili kurumların ivedilikle bu konu üzerine eğilmeleri gerekmektedir. Ebeveynlerin çocuklarının bilgisayar ve internetle ilişkilerini düzenlemede etkin olarak rol almaları çocuklarının bugünü ve geleceği açısından önemli görülmektedir. Bunun için de anne ve babaların bilgisayar teknolojisinden haberdar olmaları ve bilgisayar kullanımı konusunda bilgilenmelerinin oldukça önemli olduğu düşünülmektedir.



KAYNAK: Rahime Beder Şen - Semra Demirkan